Düşünceyle iPhone’dan Mesaj Atabileceksiniz! Peki Nasıl?

ABD, New York’ta yer alan Synchron adındaki bir şirket, özellikle fiziksel olarak engelli olan insanların kullanabilmesi adına yeni ve ilk bakışta yararlı bir teknoloji geliştirdi. Bu teknoloji sayesinde insanlar, düşünceleriyle akıllı cihazlarını kontrol edebiliyorlar. Hatta daha spesifik olmak gerekirse Apple cihazlarını kontrol edebiliyorlar.

Geliştirdikleri küçük bir cihaz, başta telefon kullanamayan fiziksel engelli insanlar olmak üzere herkesin düşünerek Apple cihazlarını kontrol edebilmesine olanak tanıyor: 

iBrain adı verilen cihaz düşündüklerinizi okuyup iPhone’da mesaj olarak yazıp karşı tarafa iletebiliyor: 

iBrain kullananların düşünce gücüyle yazdıkları mesajlar:

iBrain ile yazılan mesajlar

Normalde bu tür cihazları beyne bağlamak risk taşıyor:

Bu tür teknolojiler aslına bakarsanız yeni değil. Yıllardır düşüncelerimizi bir aksiyona dönüştüren cihazlar geliştiriliyor. Örneğin sinir sisteminize bağlı ve beyin dalgalarınızı okuyarak hareket ettirebildiğiniz robotik kollar var. Hatta bunların nasıl yapıldığını artık YouTube videolarından bile öğrenebiliyoruz. 

Ancak bu tür cihazların büyük bir dezavantajı da mevcut: Çalışabilmeleri için yüzlerce küçük elektrotun doğrudan beynin çeşitli bölgelerine ameliyat ile yerleştirilmesi gerekiyor. Bu da acılı ve kozmetik olarak hasar bırakan bir süreç.

Ancak iBrain’de durum biraz daha farklı:

Yine bir ameliyat süreci gerekli ancak yüzlerce elektrotu değil, sadece cihazın üstü kısmını beynin motor korteksine bağlamak yetiyor. Yani yukarıda bahsettiğimiz cihazlara kıyasla çok daha uygun maliyetli ve daha güvenli bir prosedüre sahip.

Tabii cihazın küçük olmasının, beynin motor korteksine sadece bir uç ile bağlanmasının dezavantajları de mevcut. Cihaz, karmaşık beyin dalgalarını okuyamıyor.

Cihazın çalışma mantığı Elon Musk’ın Neuralink’ine çok benziyor. Aşağıda Neuralink bağlanan bir şempanze, düşünce gücüyle oyun oynuyor…

Siz ne düşünüyorsunuz? Sizce bu tarz bir cihaz, verilerin çok kolay çalınabildiği böyle bir dönemde gizliliğe çok büyük bir tehdit olabilir mi? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.